Yönetmen – Yapımcı: Osman Seden
Senaryo: Sevinç Çokum
Görüntü Yönetmeni: Kenan Kurt
Yönetmen Yardımcısı: Arslan Kacar
Oyuncular: Aydan Şener, Mine Çayıroğlu, Serdar Gökhan, Haluk Kurtoğlu, İsmet Özhan Atilla Yiğit, Esra Bora, Orhan Hızlı…….
OLAY DİZİ “YENİDEN DOĞMAK”
Bulgaristan’da yaşayan Türklerle ilgili bir gerçeği, insanca yaşama çizgisinde dile getiren televizyon dizisi Yeniden Doğmak yayınlandığında bu alanda pek çok ilk yaşandı. Yeniden Doğmak 1987-88-89 yıllarında konusuyla, işlenişiyle en fazla konuşulan filmdi. Gazetelerde “Olay Dizi” olarak yer alırken, halk arasında “Aysel Dizisi” diye tanımlanıyordu. Gazetecilerin birbiriyle yarıştığı bir haber kaynağı olarak, günlerce yazıldı çizildi, ardından da bir hayalin gerçek oluşu adım adım izlendi.
MEKTUPLAR VE AİLELERİN ANLATTIKLARI
Senaryosunu Sevinç Çokum’un yazdığı, yapımcılığını ve yönetmenliğini Osman Seden’in yaptığı Yeniden Doğmak dizisi Bulgaristan’da yaşayan soydaşlarımıza seksenli yıllarda yapılan baskıları ele alıyordu. TRT böyle bir eserin yazılması için konu seçimini yazara bırakarak Sevinç Çokum’a teklifte bulunmuştu. Sevinç Çokum’un araştırmalarında en fazla dikkatini çeken Aysel ve Bulgaristan’dan kaçarak Türkiye’ye iltica eden Mestanoğlu, Bilaloğlu aileleriydi. Bu dört ailenin hikâyelerini bu dizide bir araya getirebileceğini düşündü. Önce bir snopsis kaleme alan yazarın bu taslağı kabul edildi ve yazar dokuz aylık bir süre içersinde eseri tamamlayıp teslim etti. Eser, inceleme kurulundan olur’u aldıktan sonra çekim hazırlıkları başladı.
Olayların gerçek kahramanlarından Aysel ve ailesinin yanı sıra sınırdan kaçış planları yapan Kırcaali’li üç ailenin hikâyeleri, gerçek hayattaki karşılıklarına uyacak şekilde belgelere dayanılarak anlatılmıştı. Ancak Bulgaristan’dan gerekli yerlere gönderilen mektuplar, Tercüman Gazetesinde yer alan Aysel ve ailesiyle ilgili bilgiler de senaryoya kaynak olmuştu. Sevinç Çokum bunlarla yetinmeyip Aysel’in ailesiyle ve diğer ailelerle Bursa’da ve Mudanya’da görüşmeler yaptı. Daha sonra kaleme aldığı senaryoda, “İyilerin ve kötülerin sıfatları bütün bir ulusa mal edilemez!” görüşünü ön planda tuttu. Soydaşlara uygulanan baskıları doğru bulmayan Bulgarlara da yer verdi. Tecrübeli yönetmen Osman Seden’in seçerek yerli yerine isabetli bir şekilde oturttuğu Aydan Şener, Mine Çayıroğlu, gibi sanatçıların yaşıyarak gösterdikleri oyun gücü, titizlikle hazırlanmış senaryoya uygunluğuyla da dikkatleri çekti. Şimdi hayatta olmayan Osman Seden bu film için olayların gerçek kahramanlarıyla görüşmeler yaptı ve seçtiği mekânlarla da gerçeği en iyi yansıtabileceği kareleri buldu.
52 MİLYONU AĞLATAN DİZİ
Film dokunaklı ve gerilim dolu sahneleriyle birlikte izleyenler üzerinde unutulmaz bir etki bıraktı. Dizinin asker kışlalarından kahvehanelere hastane ve yatılı okullara kadar birçok yerde topluca seyredildiği Aralık 1987’de duraklarda, sabah vapurlarında, sabahçı kahvelerinde, okul kapılarında, hep bu dizi konuşuldu. Türkiye’ye turist gibi gidip daha sonra sığınmak için hazırlık yapan Özgür ailesinin iki çocuğundan birini Bulgar makamlarının rehin tutmak istemeleri dizinin en dramatik noktasıydı. Acaba Salih ve Fatma Aysel’i mi yoksa Mehmed’i mi yanlarına alacaklardı? Çaresizdiler ama bir karara varmalıydılar. Sonunda belki diğerini daha sonra getirtebilecekleri düşüncesiyle Mehmed’i götürmeğe karar verdiler.
Diğer taraftan isimlerinin değiştirilmesini kabullenemeyen ve insanca yaşama haklarının kısıtlanmasına karşı direnen Türklerin şiddet ve baskılarla karşılaşmaları, filmde yer alan diğer üç ailenin de Türkiye’ye kaçma kararlarını kesinleştirmişti. Bir gece tehlikeleri ve ölümü göze alan aileler projektörlerin başka yöne çevrildiği sırada sınırı geçtiler. Ayak bastıkları yer, Yunan topraklarıydı.
Yunanistan’da bir süre Lavriyon Mülteciler Kampında kalmaları, orada adi suçlu muamelesi görmeleri ve mahkemeye çıkmaları, az kalsın Bulgaristan’a iade edilecekken Yunanlı kadın avukatın savunmasıyla kurtulmaları ve Türkiye’ye gelişleri bir taraftan Aysel’in öyküsüyle adeta yarışıyordu. Fakat o meşhur ayrılık sahnesinde Aysel’i canlandıran Mine Çayıroğlu ile annesini canlandıran ve çekimler sırasında hamile olduğu bilinen Aydan Şener’in gerçek gözyaşları dökerek ağladıkları sahne, “52 Milyonu Ağlatan Dizi” manşetini doğrulayacak kadar etkiliydi.
DİZİNİN YAYINDAN KALDIRILIŞI
Müziğini genç yaşta kaybettiğimiz ünlü müzisyen Esin Engin’in yaptığı filmde Aydan Şener, Mine Çayıroğlu, İsmet Özhan, Serdar Gökhan gibi oyuncuların yanı sıra tiyatro sanatçıları Haluk Kurdoğlu, Tomris Oğuzalp ve diğerleri rollerini içtenlikle oynadılar. Bundan önce Çalıkuşu filminde oynayan, bu dizide ise Aysel’i canlandıran Mine Çayıroğlu olağanüstü rolüyle unutulmaz bir çıkış yaptı. 13 Aralık 1987′de yayınlanan birinci bölümüyle toplumu sarsan, ikincisinde neredeyse ayağa kaldıran dizinin, 27 Aralıkta yayınlanacak üçüncü bölümü heyecanla beklenirken spikerin anonsu beklenmedik bir şok yarattı.
“Yeniden Doğmak dizisi teknik bir arıza sebebiyle yayınlanamıyor. Az sonra Mavi Ay dizisi ekrana gelecek”
Bu teknik arızaya hiç kimse akıl sır erdirememişti. Öfkenin ve şaşkınlığın birbirine karıştığı anlar…Vatandaşlar, semt semt, şehir şehir gazetelere ve TRT’ye telefonla bağlanmağa çalışıyor, yazarın, yönetmenin telefonları sürekli gazeteciler ve izleyiciler tarafından aranıyordu. Oysa yazar ve yönetmen de TRT’nin telefonlarına ulaşamadıklarından bu durumu aydınlatacak bir bilgi kırıntısı, bir haber bekliyorlardı bir yerlerden.
Teknik arıza hikâyesinin ardındaki gerçek şuydu: Dizinin yayınlanması sırasında Bulgar Büyükelçiliği filmin yayından kaldırılmasını istemiş, bu talep Dış İşleri Bakanlığınca “Gerçeklerin dile getirildiği” ileriye sürülerek reddedilmişti. Özal’ın başbakan, Mesut Yılmaz’ın dış işleri bakanı olduğu o dönem, Türk ve Bulgar hükümetleri arasında pazarlık sayılabilecek bir görüşme yapıldığı sonradan öğrenildi. Buna göre Dizi tamamen kaldırılacak, karşılığında Aysel, serbest bırakılıp Türkiye’ye gönderilecekti.
Anlaşma sağlandıktan sonra yeni yıla (1988) yaklaştığımız o günlerde umutlu bekleyiş başladı.
Ve Aysel 30 Aralık gecesi Bulgaristan’daki kâbus günlerinin sonrası bir Bulgar uçağıyla geldiği Atatürk Havalimanı’ndaydı artık. Epeyce durgundu, hatta rüyada gibiydi yahut sakinleştirici bir ilaç verilmiş olmalıydı. Yanında psikolog olduğu söylenen bir görevli vardı. TRT kameramanları,aylarca elli iki milyon insanı düşündürüp hüzne boğmuş hikâyenin gerçek kahramanını her anıyla kaydetme çabasındaydılar. Yazar senaryonun bir yerinde (rüya sahnesi) Aysel’in kırmızı ceket ve beyaz etek giydiğini belirtmişti. Sanki gelecekteki bu gerçek sahnede onun ne giyeceğini biliyormuşçasına…Çekim sırasında yazarın tasviri dikkate alınmamış ve Mine Çayıroğlu’na basmadan, desenli mavi bir elbise giydirilmişti. Oysa Aysel’in uçaktan indiğinde üzerindeki kıyafet kırmızı beyazdı. Beyaz kazak ve kırmızı mont.
Annesi ve babasını, biraz daha büyümüş göreceği kardeşi Mehmed’i kucaklayacağı anlara doğru adım atıyordu. Sonra Annesi Fatma Özgür’ün “Yavrum!” feryadı… Bütün doğallığıyla ana kızın kucaklaşması… Annenin kızını koklayışı; bağırtısız, sadece iç çekerek soluklarını vere vere ağlamaları…
SONRASI
Yeniden Doğmak dizisi TRT’de, 1989 eylülünde bu defa eksiksiz olarak yayınlandı. Ankara Gazeteciler Cemiyeti tarafından “Yılın Senaristi” seçilen Sevinç Çokum’a (10.1.1988) “Basın Şeref Belgesi “ verildi.
Varlık Film tarafından dizinin kaseti yapıldı. Kasetler Almanya, Hollanda, İngiltere’den sonra Fransa ve İsviçre’ye satıldı. Kıbrıs BRT Televizyonunda gösterildi, oradan Yunanistan’a atladı. Sabah Gazetesinde foto roman olarak bir süre yayınlandı.
Gerek diziyi, gerekse Aysel’in Türkiye’ye gelişini bugün de hatırlayıp heyecanlanan insanlar var. Dizi günlerce konuşuldu, eser neredeyse halka mal oldu. Geriye pek çok anı kaldı o günlerden. Aysel yeniden doğmuştu .
Onun, ailesine kavuşarak, “yeniden doğuşu” ile 1988’in dünyaya gelen ilk kız bebeklerinin çoğuna Aysel adı verildi.
Beyaz Sessiz Bir Zambak- 1987
Sevinç Çokum’un Beyaz Sessiz Bir Zambak isimli hikâyesinden senaryolaştırdığı iki bölümlük dizi film, TRT2 Pazartesi Oyunları programında yayınlandı. Eser, üniversite
sınavını kazanamayan Arzu isimli kızın bir pazarlama şirketinde işe girip, semt semt evleri dolaşarak mutfak eşyası satışından yola çıkıyordu. Toplumun her kesiminden insanlarla karşılaşan Arzu, hayatı anlamağa ve kendisini kanıtlamağa çalışır.
Yapımcılığını Ramazan Bakkal’ın, yönetmenliğini Oksal Pekmezoğlu’nun yaptığı filmde yer alan oyuncuların başlıcaları:
Haluk Kurdoğlu, Nurhan Nur, Sim Tolga, Şükriye Atav, Lale Oraloğlu…
BELGESEL DİZİKAYIP İSTANBUL - 2006
Yazarın 2003 yılında yayımlanan Hevenk-Kayıp İstanbul adlı anlatı türü eseri çocukluğunun İstanbul’unu, tanıdığı insanlar ve albümünden seçtiği fotoğraflarla birlikte belgeliyordu. Bu kitap aynı zamanda 1950’li yılların çizgilerinden, mahalle hayatından örnekler vererek, gerçek dostluk bağlarını, paylaşımlı komşulukları, o devir ev ve sokak yaşantılarını, gezgin satıcıları, yaz bahçelerini, ağır kışları, mantoları ters yüz eden cefakâr anneleri, bahçe sinemalarını, vapur gezmelerini, yokluklara rağmen katlanışları ve huzur zamanlarını anlatmaktaydı.
Sevinç Çokum Hevenk-Kayıp İstanbul’u, tv’de yayınlanmak üzere belgesel dizi olarak hazırladı. 20 Bölümlük bu dizi Mehtap TVde yayınlandı. Dizinin sunumunu ve canlandırılmasını yine Sevinç Çokum üstlendi. İstanbul’un Beşiktaş, Beyoğlu, Çukurcuma, Karaköy, Eminönü, Ortaköy, Emirgân, Büyükdere, Sarıyer, Kınalıada, Küçüksu, Anadolu Hisarı, Bentler, Hünkâr gibi mekânları eski İstanbul’la ilgili bilgiler, yaşanmışlıklar katılarak ekrana getirildi…
YENİDEN DOĞMAK dizisin stüdyo işlemleri biter bitmez, askerliğimi yapmak için,
12 Aralık 1987′de Manisa Batı Kışla’ya ulaştım. 13 Aralık ta Türkiye’nin tek televizyonu TRT de, dizinin ilk bölümü yayımlandı ama izleme şansım olmadı.
Ertesi gün, Bölük subayı “Nasıl Bulgar askeri oynarsın, utanmadan camiye tekmeyle nasıl girersin” diye, eleştirdi. Film gereği dememi dinlemedi bile. 20 Aralık ta ikinci bölümü yayınlandı, yine izleyemedim. 27 Aralık ta dizi yayından kalktı. Ertesi sabah içtimasında, tabur subayları “3 ve 4 bölümde neler oluyor” diye sorup durdular.
Sonra AYSEL’in özgürlüğü… Türkiye de çekilen önemli dizilerin biri olan Yeniden Doğmak ta, yardımcı yönetmenlik ve oyunculuk yaptığım için keyifliyim.
Sevinç hanıma, sağlıklı yaşam temennilerimi iletirim.
Arslan Kacar
Mükemmel bir yazı olmuş kaleminize sağlık